16 Aralık 2011 Cuma

En Güzel Doğum Günü Hediyem..

Doğum günüm yaklaşıyor... Bu yıl beni neler bekliyor, neler değişecek, neler kırılacak ve neler girecek hayatıma? Doğumgünüm aynı zamanda yılın ilk günlerine denk geldiği için önemli bir "sonlandırma ve başlama" noktası benim için... Bütün elimde sürünen konuları, bütün kavgaları, kırgınlıkları, kararsızlıkları uzay boşluğunda güzel bir rafa kaldırıp ve yenilerine kucak açıyorum...Küçüklükten beri (istatistiki olarak oldukça anlamlı bir rakama ulaştığımı üzülerek belirtirim) hiçbir doğumgünü faaliyetim bana keyif vermedi; "kararlar alma seremonisi" dışında... Ne kutlamalar, ne danslar, ne müzikler ve ne de hediyeler.. Günlüğüme yazdığım ve yazarken  tüm kalbimle inandığım sevgili kararlarım... Spora başlamalar, hiç sigara içmemeler, platonik aşık olmamalar, öfke kontrolü konuları, hayatım boyunca yapacağım bir hobiye başlama kararı....


Şuana kadar ki en güzel hediyemi geçen sene doğum günümde bindiğim bir taksinin şoföründen aldım. O gün işimle ilgili bir eğitime katılmış çıkışında da doğumgünü planı yaptığım arkadaşlarımın yanına gitmek için taksiye binmiştim. Şoför bey, telefonla konuşuyordu ben bindiğimde; annesine hastaneye gidemediğini ertesi gün gidebileceğini söylüyordu. Telefonu kapattı.. Geçmiş olsun dedim gayri ihtiyari; o da en açık haliyle  kanser olduğunu, bir süre önce işten çıkartıldığını ve hastanede yatması ve tedavi olması gerekirken çalışmak zorunda olduğunu çünkü parasının hastane ücreti için yeterli olmadığını söyledi. Dümdüz, olduğu gibi, kalpten ve bana...


Zavallı ben'in aklından geçen ilk düşünce "yalan söylüyor, benden para almak tek derdi" oldu. 5 saniye içinde de utanç hissettim. o kadar açık bir paylaşımı böyle algılamak utanç verici. kafamın içinde alt benliklerimden en sevdiğim (sürekli beni eleştiren) Sen kimsin ki diye bağırıyordu? Sen kendini ne sanıyorsun? Paran varsa verirsin yoksa da vermezsin olur biter; konu çok basit.. Dünyanın sayılı zenginlerinden miyim ve geçmişimde defalarca dolandırıldım mı? Bu korkunç korkak ve kibirli hale ne zaman geldim bilmiyorum, utandığımı hatırlıyorum sadece... Aydınlanma  ve utanma.


İnsanlara sadece gönülden verebilirsin aksi senin için de onlar için de anlamlı değil...


Kocaman bir salak gibi hissettim.


Hediye için teşekkürler herkese...

1 yorum:

  1. Keşke herkes yaşadığı olayları bırak başkasına söylemeyi, ortaya yazmayı biraz olsun kendi kendine söyleyebilse bazılarını başarabilir.. Ama koca koca adamlar bırak kendileri ile yüzleşmeyi veya kendilerini geliştirmeyi böyle bir bakış açısının olduğunun bile farkında değiller... Yazık hem de koca bir yazık kendilerini her yaşanmışlıkta böyle tokatlamayanlara....
    Tek kelime ile silkeledin beni.... Teşekkürler.... B.D.

    YanıtlaSil